Almanlar ve Biz

 

1899 Nisanında ABD’de tek kanatlı ve buhar motorlu havadan ağır uçağı ile ilk uçan Alman Gustav Weisskopf dur. Pennsylvanya’daki ilk uçuşunda uçak yerden ancak 7.5 m havalanır ve yolu üzerindeki üç katlı bir binayı aşamayarak ona çarpar. Weisskopf  yılmaz, 14 Agustos 1901’de Connecticut’da tek kanatlı ve buhar motorlu havadan ağır Number-21 model uçağı ile bu sefer dört uçuş gerçekleştirir. Biri sabah, diğer üçü öğleden sonra yapılan bu uçuşların en başarılısında, yerden 61 m yükseklikte 2500m yol kateder. Bu da yetmez, 17 Ocak 1902’de bu sefer karosen yakıtı kullanan Number-22 uçağı ile (yinede Amerikalılar bu Alman’a, isminin İngilizce tercümesi ile Whitehead demektedirler) iki uçuş denemesinde bulunur. İlk uçuşu 3200 m, ikinci uçuşunda ise 11.300 m yol almıştır. Hiçbir zaman Amerikan vatandaşlığına geçmeyen Alman Gustav Weisskopf, 1927 senesinde kalp krizinden ölmüştür.

Dünyanın İlk Ticari Havayolu’nu 16 Ekim 1909 tarihinde Alman Kont Ferdinand von Zeppelin kurar. 1914’de adını verdiği bu kontrollü balonlar, 172.535 km yol yapmış ve 34.028 yolcu taşımışlardı. 1936’da Atlantik aşırı ilk seferde Frankfurt-New Jersey 60 saatte, New Jersey-Frankfurt 50 saatte alındı. O senelerde balonla Atlantik aşırı 1.300 yolcu ve birkaç bin ton yük taşınmıştır.

Hollanda doğumlu Alman Antony Herman Gerard Fokker, 22 Şubat 1912’de Fokker Havacılığı Berlin’de 20.000 Mark sermaye ile kurup, havacılık ideallerini geliştirmek için Almanya’ya göçmüş ve ilk uçağı olan Spider-1’i Almanya’da 1910’larda yaratmıştı.

Almanların ilk Kargo seferleri 06 Şubat 1916’da Alman Hava Yolları -Deutsche Luft Reederei- Berlin ve Weimar arası düzenli kargo taşımacılığı ile başlar, daha sonraları da yolcu taşımacılığı ile devam eder.

Boeing ve Westervelt ise 1916 yılında ilk uçaklarını üretirler. Şirketin adı ilk uçakla beraber "Pasifik Aero Products Co”. olmuştur.
Onların hikayesi ise çok dikkat çekicidir.

Wilhem Edward Böing bir Alman’dır. Kendisi Maden Mühendisidir.

Uzun yıllar babası ile birlikte kereste ticaretiyle uğraşmıştır.

Wilhem Edward Böing İsviçre, Vevey’de okumuş, ardından Yale Üniversitesi’ne girmiştir.

Wilhem Edward Böing olan adı, ABD vatandaşlığına geçince William Edward Boeing olarak değiştirildi.

Ancak Yale Üniversitesi’nden mezun olmadan ayrılmıştır. Çünkü 1909 yılında Pasifikte Alaska Fuarına gitmiş, bu fuarda gördüğü bir makine onu çok etkilemiştir. Gördüğü şey insanlı uçan bir makinedir.

Bunun üzerine Glenn Luther Martin firmasından bir uçak satın alır ve Martin’den uçuş dersleri almaya başlar. Yine Alman kökenli olan Glenn Luther Martin, kendi uçağını üreten pilotlardan biridir ve ilk uçağını da 1912’de üretmiştir. Kurduğu şirket bir dizi birleşmelerden sonra Lockheed Martin olarak devam edecektir.

Ancak bir gün William’in uçağı arızalanınca, uçağı satın aldığı firmadan gelip uçağın incelenmesini ister. İncelemeye gelen yetkililer uçağın bir parçasının değişmesi gerektiğini söylerler. William parçanın en erken ne zaman gelebileceğini sorar. Parçanın 1 aydan önce takılamayacağını duyan William, çılgına döner ve bu yüzden Martin’le tartışır.

Parça değişim tarihi değişmeyince William, arkadaşı Westervelt’le kendi uçaklarını yapmaya karar verirler. Hollanda kökenli George Conrad Westervelt, o sıralarda Deniz Kuvvetlerinde mühendistir.

Boeing Westervelt’e aynen şöyle der:

“Kendi uçağımızı kendimiz üretelim, hem de çok hızlı bir şekilde”.

Bunun üzerine Boeing ve Westervelt anlaşılar ve "B&W Flying Boat" Şirketini kurarlar. Kuracakları fabrika için arazi bakmaya koyulurlar ve kendisine Seattle’da bir arazi bulurlar. Boeing ve Westervelt 1916 yılında ilk uçaklarını üretirler.

Şirketin adı ilk uçakla beraber "Pasifik Aero Products Co." olarak değiştirilir.

1917 yılında Amerika 1. Dünya savaşına girince şirketin adı "Boeing Airplane Company" (Boeing Uçak Şirketi) olarak tekrar değişir ve şirket 50 adet uçak siparişi alır. Bu siparişi veren de Amerikan Donanmasıdır. Siparişi zamanında ve başarılı olarak teslim eden şirket, savaş sonrası ticari havayollarıyla sözleşmeler imzalar. Boeing daha sonra Amerikan Posta Sevisine de uçak üretir.

1919'da ilk kez uçakla Vancouver'den (Kanada) Seattle'e posta taşıyınca, uçakları için yeni bir kullanım alanı keşfeder. Bu konudaki öncülüğü, şirketinin yolunu çizer. Amerikan Posta İdaresi 1927'de Şikago-San Francisco hattında düzenli hava taşımacılığı için teklif aldığında, Boeing kıtı kıtına hesapladığı fiyatlarıyla hem rakiplerinin alayları, hem de posta idaresinin kuşkulu tepkisiyle karşılaşır. Yine de fabrikadan yeni çıkmış, hem yolcu, hem de 500 kilo tutarında postayı taşıyabilecek kapasitede 25 tane uçağı sununca, ihaleyi kazanır. Ardından da Pacific Airlines şirketini satın alınca 1925'te işe Seattle-Los Angeles hattı da eklenir ve şirketi 800 çalışanıyla ABD'nin en büyük uçak firması olur.

Boeing, finans gücünü yükseltebilmek için firmasını anonim şirkete çevirir. United Aircraft and Transport Corporation adı altında fabrikalarını başka şirketlerle birleştirir ve yeni havacılık imparatorluğunun yönetim kurulu başkanlığını üstlenir.

William Boeing 2. Dünya savası sonunda emekli olur ve28 Eylül 1956 tarihinde, ölür.

ABD havacılık tarihine damga vuranlar pek fazla sayıda değildirler. Bu sıralamada ikinci, İskoç bir baba ve Alman-İskandinav bir anneden doğan Donald Wills Douglas’dır.

Üçüncü olarak yine İskoç bir ailenin mühendis çocuğu olan ve 1931’den 1939’da kendi şirketi olan McDonnell Aircraft Corporation’ı kurana kadar önce Great Lakes Aircraft Company sonra da Glenn L. Martin Company’de çalışan James Smith "Mac" McDonnell.

Son olarak da Glenn L. Martin Aircraft Company, sonra da Douglas Aircraft’da baş tasarımcı olarak çalışan ve DC-1, DC-2 serilerinin yaratıcısı Alman kökenli ve “Hollandalı” lakaplı James Howard Kindelberger.

1950’lerde De Havilland Comet (İngiliz), Boeing 707 (ABD), Douglas DC-8 (ABD) ve Sud Aviation Caravelle (Fransız) ile Jet Çağı’na geçilmişti. Almanlar için ise kokpitte, batıda Amerikalı ve İngiliz pilotlar, doğuda da Rus pilotlar Alman pilotlarla birlikte uçmaktaydılar (Almanya Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmıştı). Alman Havayolları 1953 senesinde kurulmuş ve Lufthansa adını 1954 senesinde almıştır.

1964 senesine gelindiğinde ise Lufthansa 36,9 Milyon DM kar etmiş, 42 uçağı ile 2,5 milyon yolcu taşıyan, dünya üzerinde neredeyse her 3,5 dakikada inen ya da kalkan uçakları ile dev bir şirket olmuştu.

1960’larda en yeni ve çok satan uçaklar DC-9, BAC 1-11 ve yeni üretilmeye başlamış olan B-727 idi. Lufthansa’nın filosunda B-707 ve B-727 vardı ve her ne kadar B-747’nin de yapılmasında Lufthansa büyük rol oynamakta idiyse de, Avrupa’da uçmak için ona gerekli olan, kısa menzilli bir uçaktı. Hollanda, Alman ve Kuzey İrlanda’lı ortakların ürettiği 50 koltuk kapasiteli F-28 ise Lufthansa için yeterli değildi.

Yeni bir tip uçağın DC-9, BAC 1-11, Caravelle ve B-727 ile rakip olacak gibi görünmesi üreticileri korkutuyor, o sıralar B-707 ve B-727 için oldukça önemli yatırım yapmış olan Boeing firması da yeni bir tipi gereksiz buluyordu. Almanya, ABD’nin savaş esiridir ve savaşın üzerinden daha 20 sene geçmeden Almanya uçak tasarımları yapıp üretilmesini istemektedir. Üstelik bu uçak hem basit hem işletimi ucuz hem de yere yakın olduğu için bakımı doğrudan yapılabilecek, yerdeki kalış süresi daha az olacak, tarife değişikliklerinde ise hiçbir sorun yaşanmayacak. Bu olası iş değildir.

Boeing firması teklifi reddeder.

Geniş gövdeli, dik kuyruk dikmeli ve motorları kanatların altında olan bir uçak sadece bir hayaldir.

Bu tasarımda yine de ilgilerini çeken husus, geniş gövde ve dik kuyruk dikmesi olur. Boeing birkaç mühendisini de bu konsept ile ilgilenmesi için görevlendirir. İlk prototipler ilginçtir.

APH-1505-01

Yaptıkları prototipler Boeing’e istediğini verememiştir. Denge, ağırlık, kargo kapasitesi birbirine karışmış ve üstelik yolcu kapasitesi de sınırlanmış görünmektedir.

APH-1505-02

Almanlar kendi tasarımlarının hayata geçmesi için Boeing’e ısrar ederler.

İstedikleri 85-100 yolcu kapasiteli, 100-1000 nm menzilli, %35 yük etkeni olan geniş gövdeli bir uçaktır. Tüm istedikleri bu kadar basit bir uçak tipidir.

Uzun görüşmelerden sonra hiç olmazsa Almanya’ya ilgili mühendislerin gönderilerek çalışmalarını yerinde görmelerini isterler. Boeing kabul eder. Sonuçta teknolojik gelişim işlerine yarayabilir düşüncesi ile iki mühendisi görevlendirirler.

İki mühendis olarak Joe Sutter ve Jack Steiner, Hamburger Flugzeugbau tesislerinde ağırlanırlar. Aslında Hamburger Flugzeugbau, 1933’de kurulmuş olan Blohm & Voss isimli bir gemi tersanesidir ve harpten sonra çeşitli üretimler yaparak ayakta kalmış bir tesistir. Bugün ki Avrupa Havacılık programının ve Airbus’ın önemli bir parçasıdır.

Onları ağırlayan Lufthansa Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Gerhard Holtje aynı zamanda şirketin Mühendislik Bölümü’nün başı ve yeni uçağın aletsel tasarımının yaratıcısıdır.

B.727 ve B.747 üzerinde de emeği olan Sutter ve Steiner, bu gezilerinden oldukça etkilenmiş ve düşünceli bir şekilde ülkelerine dönerler. Hemen işe koyulurlar. Steiner “Kırmızı Ekip”, Sutter’da “Mavi Ekip” kurarak iki ay süre verdikleri bir çalışmaya başlarlar. Daha iki hafta geçmeden çalışmalar sonlanır. Cevap çok açıktır. Prof. Gerhard Holtje’nin tasarımı aynen dediği gibi çıkmıştır. Motorları kanat altına koyunca altı yolcu daha fazla taşıyabilecek bir denge-ağırlık merkezi oluşmakta, üstelik daha iyi bir aerodinamik sağlanmakta, yolcu ve kargo kabinleri daha geniş olabilmektedir. Detaylar için Prof. Holtje Seattle’a Alman mühendislerini gönderir. Nihayet uçak son halini alır.

APH-1505-03

Bu çalışmalardan sonra bu modele Lufthansa City Jet adı ve B-737 kod adı verilir.

Prof. Gerhard Holtje’ye böyle muhteşem bir uçak tipi tasarladığı için ne kadar teşekkür edilse azdır. Sonuçta dünyanın en çok satan uçağı olacaktır bu tasarım (757-767-777 vs. den hiç bahsetmiyoruz bile!).

Mühendislik güzel de, B.727 ve B.747’ye önemli yatırım yapmış olan Boeing firması Yönetim Kurulu, bu modeli yersiz ve riskli görürler.

Konu para olunca Almanlar’da fazlası ile vardır ve zamanın en yüksek ücretini (1965’de 190 Milyon $) ödemeye hazır olduklarını söylerler. Boeing yine burun kıvırmaktadır. Sonuçta yatırım bedeli karşılanacak bir miktar satın alınmalı diye işi yokuşa sürerler. Almanlar hemen ilk elde 21 uçak alacaklarını garanti ederler. Son aşamaya gelindiğinde koltuk adedi 100 olarak açıklanır. Boeing toplamda, 30 uçak imal etmek üzere kolları sıvar.

Tasarımın Boeing’e gönderilişinden (11 Mayıs 1964) projenin kabulüne kadar (09 Kasım 1964) geçen süre 6 aydır. Yönetim Kurulları’nın kabulü ise 3 ay sürmüştür (19 Şubat 1965). United Airlines’ın projeyi duyup hemen sipariş vermesi ise 45 gün’dür (40 uçak). Boeing hemen bu siparişi B.737-200 olarak ilan eder. Neticede bir ABD firmasına Lufthansa City Jet satmak kimsenin işine gelmez.

09 Nisan 1967’de ilk B.737 Lufthansa City Jet, 08 Ağustos 1967’de de B.737-200 ilk uçuşlarını yaparlar. 15 Aralık 1967’de FAA her iki tipin de onaylandığını bildirir.

- Temel eğitim için Boeing’in Seattle’daki United Air Lines similatörüne gittik. Lufthansa’nın sipariş ettiği ne varsa, kokpit’de ki her bir düğme, her şey tersine işliyordu. Simülatörde “on” olan her bir şey, uçakta “off” konumundaydı.

Cpt. Dieter (“Didi”) Krauss.

28 Aralık 1968 günü Lufthansa ilk uçağını teslim alır.

B.737’nin ilk ticari uçuşu ise 10 Şubat 1968’de yapılır.

29 Mayıs 1969, Le Bourget Airshow, Fransız Ulaştırma Bakanı Jean Chamant ile Alman Ekonomi Bakanı Karl Schiller’in bir uçak modeli içinde havacılık sanayine yön vermek için anlaştıkları tarihtir. İlk modelin adı A-300 olacaktır, geniş gövdeli, çok yolculu, iki motorlu bir uçak. 3 Eylül 1970’de Fransa 3 A-300 için sipariş verir. Bu arada devreye İngiltere ve İspanya da girer. Artık bu bir Avrupa Projesidir.

1974 senesinde ilk A-300 Fransız ve Alman makamlarınca onaylanarak 23 Mayıs 1974 günü Paris-Londra uçuşu ile seferlerine başlar.

"Diyecekseniz ki bizde bir şey olmuyor mu? Olmaz olur mu?

1975 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin haberleşme cihaz ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ASELSAN kurulur. Sonra;

4 Ağustos 2006'da ASELSAN çalışanlarından Kripto uzmanı Hüseyin Başbilen (31), Ankara'nın Kavaklı köyü Aydıncık Mahallesi Mezarlık Üstü mevkiinde bir tarla içinde, park halindeki otomobilinde, boynu ve sol bileği kesilmiş şekilde ölü olarak bulundu. Başbilen, Milli Tank Projesi Atış Kontrol Sistemi Projesi'nde görev yapıyordu.

16 Ocak 2007 tarihinde, ASELSAN mühendislerinden 29 yaşındaki elektrik mühendisi Halim Ünsem Ünal, aracının içinde babasının tabancasıyla kafasından vuruldu. Üç gün sonra evlenecek olan Ünal’ın da intihar ettiği belirtildi.

26 Ocak 2007’de 26 yaşındaki ODTÜ mezunu elektrik mühendisi Evrim Yançeken evinde intihar eetti. 2 yıldır ASELSAN’da görev yapan 26 yaşındaki Evrim Yançeken, 7. kattaki evinin penceresinden atlayarak intihar ettiği bildirildi.

9 Ekim 2007’de ASELSAN mühendislerinden yazılım mühendisi Burhanettin Volkan, askerliğini yaparken nöbetçi silahı ile intihar etti. Aselsan’da iki yıl Komuta Kontrol ve Haberleşme Yazılım Mühendisliği’nin Uçak Komuta Kontrol Merkezi bölümünde çalışmıştı.

30 Kasım 2007 günü İstanbul-Isparta seferini yaparken iniş sırasında düşen Atlasjet uçağında 6 Nükleer Fizikçi bilim adamı; Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Engin Arık, Araştırma Görevlisi Özgen Berkol Doğan, Yüksek Lisans Öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesi'nden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan, hayatlarını kaybetmişti. Kazada ölen bilim adamları DPT tarafından desteklenen "Türk Hızlandırıcı Merkezi Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarları" projesinde görevliydi.

5 Mayıs 2008'de İstanbul Hadımköy 1.Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda vatani görevini yaparken, terhisine 74 gün kala tamir etmeye çalıştığı trafoda elektrik çarpması sonucu ASELSAN mühendislerinden asteğmen Zafer Oluk (31) şehit oldu.

25 Ocak 2012 günü ASELSAN Akyurt Tesisleri’nde mühendis olarak çalışan Hakan Öksüz Eskişehir yolu kavşağında bariyerlere çarptı. Kazada sürücü, feci şekilde hayatını kaybetti.

26 Ocak 2013 günü Atatürk Üniversitesi Yerleşkesi'nde bulunan lojmanında ilaç aldıktan sonra banyoda bileklerini kesip dördüncü kat balkonundan ölüme atlayan Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökhan Budak, ağır yaralı kaldırıldığı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'nde 5 saat sonra öldü.

26 Ocak 2013 günü Ankara'da kontrolden çıkan otomobilin bariyerlere çarpması sonucu meydana gelen kazada ASELSAN Mühendisi Hasan Öksüz hayatını kaybetti. Ölen kişinin ASELSAN Akyurt Tesisleri'nde mühendis olarak çalıştığı öğrenildi.

14 Ocak 2015 günü ASELSAN'da çalışan 28 yaşındaki mühendis Erdem Uğur, Çankaya'daki evinde ağzında tüp hortumu dayalı halde ölü bulundu.

25 Eylül 2014 günü Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan, bölgesel uçak üretimi konusunda son aşamaya geldik, Boeing dahil uluslararası firmalarla görüştüklerini söyledi.

03 Aralık 2013 günü THY Genel Müdürü Temel Kotil, 21'inci yüzyılın sonları yaklaştıkça dünyanın her tarafına uçan bir şirket olmakla yetinmeyeceklerini ve gerçekleşmesini bekledikleri gezegenler arası seyahatlerde de öncü olacaklarını söyledi.

Son iki tarih pek sırasında olmadı ama, o kadar kusur kadı kızında da bulunur.!

Sevgiler

www.servetbasol.com

150126