Hacker’lar Uçak Düşürebilir

 

http://www.airporthaber.com/hackerlar-ucak-dusurebilir-31558h.html

 

Bu yazı ciddiye alınmalı.

Unutmayalım uçakları artık pilotlar, bir dizi elektronik cihaz ve bilgisayar yardımı ile uçurmaktalar.

Boeing uçaklarında mevcut levye, altta hidroliklerle desteklenmiş, kumanda hissi vermek üzere ayarlanmış mekanik bir benzetmedir ve tellerle kumanda devri çoktan sona erdi.

Şimdilerde modern bir uçak, yaklaşık 16-20 bilgisayar ile uçurulmaktadır. Bunun öncülüğünü ise 1958’de Avro Canada CF-105 Arrow başlatmış ve ilk ticari uçak Concorde’a 1969’da uygulanmıştı.

Tüm dünya A320 ile tanıştı Fly-By-Wire sistemiyle.

Onur Air’e aldığımız ilk uçak için endişeleniyorduk ama bir de baktık ki genç pilotlar zaten F-16 deneyimleri ile çok rahat kullandılar bu sistemi.

Takılırdık, “artık çocuklarınızın Joy-Stick’leri ile evde alıştırma yaparsınız” diye.

Zaten isteseniz de bazı hareketleri yapamıyordunuz.

Uçak yerde iken teker alamazdınız.

Şimdi Stall, spin ve Speed de artık sizin kontrolünüzde değil!

Auto-Pilot kalkıştan inişe kadar her şeyi kontrol ediyor ve limitlerin aşılmasını önlüyor.

Motor da artık kendini verdiğiniz komutlara göre koruma altına alıyor kendisini ve siz farkında olmadan düzenlemeler yapıyor.

Artık iniş rahat, kayma (hydroplaning) kontrol altında.

Geriye ne kaldı?

Geriye bu teknoloji uyarlaması ile ilgili fıkralar.

Gelelim haberin yansımasına.

Pilotlar sadece bilgisayarlara komut vermekte.

Her bir komut da bilgisayar tarafından değerlendirilmekte!

Uygun olmayan komutlar ya tıraşlanmakta ya da kabul edilmemekte.

Bu bilgisayarlar güvenli ve düzgün uçuşlar için yazılan programlar tarafından yönetilmekte.

Yazılımlar ticari olarak korundukları gibi, üretici firmanın istekleri doğrultusunda da programlanabilirler.

Bilgisayar bu.

Ne verirsen, onu alırsın.

Sana verilen bedava Bilgisayar İşletim Programları, ePosta iletişim programları, Internet Erişim Programları nasıl aynı zamanda isteminiz dışında birileri tarafından izlenebiliyor ise, uçaktaki programlar da istendiğinde izlenebilecektir.

Dahası, senin haberin olmadan bilgisayarında ne var ne yok alanlar, sana ayrıca kendi ürettikleri virüslerden korunmak için Anti-Virüs programları satıyor iseler, onlardan satın aldığın bu bilgisayar ile uçakta kumanda ettiği her şeyi neden kontrol edemesinler?

Bir anımı anlatayım.

Meşhur İkiz Kulelere çarpan uçaklar, ticari havayolu uçaklarında 10.000 (on bin) saat üzeri uçuşu olan asker kökenli birileri tarafından hayretle karşılandı.

Bilirsiniz bir uçağı, hele 50-60 ton üzeri ise, öyle kolayca yerden yardım almadan kendi başına indirmek için cesaret ister.

Sivil Havacılıkta ise cesarete yer yoktur, kurallara uymak vardır.

Bu, hem savaş pilotluğu yapmış hem de onca saat sivil uçaklarda uçmuş deneyimli öğretmen pilotların aklına takılır.

Bir gökdelene, 120 tonluk bir uçak ile çarpabilir misin?

Benzetilmiş Uçuş (Simulator) zamanı geldiğinde denemeye karar verirler.

Ellerinde B738 vardır (80 Ton’un altında) ve en yakında da THY Genel müdürlüğü (14 kat).

Bu üç deneyimli pilotlar üçer defa denerler.

Hatta bir ara “bu sefer” olacak diye ümitlenirler de.

Ama hiç biri başaramaz.

B738 ile THY Genel Müdürlük binasını tutturamazlar.

Sonuç açıktır.

Binaya verici olmadan isabet ettirmek mümkün değildir.

Altındaki uçak 80 Ton ve en düşük süratinle bile ÜÇ BOYUTLU yaklaşma yapmak imkansız gibi.

Peki uçaktaki bilgisayarlar neden yardımcı olmuyorlar?

Onlar dışarıdan gelecek olan sinyallere göre hareket ediyorlar.

Binaya bir verici koyulursa, uçak oto-pilotla hedefi bulabilir ama oto-pilotun da o vericiye hedeflenmesi için programlanmış olması gerekir.

Yani hep ortak kullanılan kelime “program”.

Programı kim yazıyor ise komuta ondadır.

Sen istediğin kadar komut vermeye uğraş, bilgisayar yazılımı seni zararlı hareketlere karşı koruduğu gibi, yazılımın gereğini yapacaktır.

Taxi sırasında ön teker bile bilgisayar ile kontrol ediliyor.

Ön teker nereye, arka teker de oraya!

Ya da programlandığı yere.

Artık kabul etmemiz gerekiyor.

Bir şey üretmedikçe, kontrol sende değil.

Kontrolü eline geçirdiğinde de mühendislerimiz birer birer ya da topluca intihar ediyorlar!

Etmezler iseler biz karşı çıkıyoruz.

Bu sahadaki önderlerimiz Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ, sonrasında da Marshall Yardımı için yapılan anlaşmalar!

Gelelim programlara çentik atmaya (hacking).

Eğer siz bilgisayarınızda, dışarısı ile hiç bağlantı kurmadan bilgi saklayabileceğinizi sanıyor iseniz çok aldanıyorsunuz.

Bilgisayarınızın bulunduğu yerde-odada bir gece lambası olması bile yeter.

Işık, bir dalga boyu üzerinden yayılır.

Bilgisayarınız da dalga boyu üreterek çalışır.

Ben ise dışarıdan, odanızdaki ışığın dalga boyunu kullanarak bilgisayarınızın dalga boyu kesişmesinden yararlanıp her türlü bilgiye erişebilir ve istediğimi yaparım.

Siz ne kadar çok elektronik cihaz kullanıyor iseniz, o kadar açık ve açıkta sınız.

Teknoloji buralara gelmiş ve daha ötesi şimdilik bir sır gibi saklanıyor olsa bile, biz Uzay Yolu izleyicileri için hiçbir şey tuhaf ve yapılamaz değil.

İlkokulda bize atomu “bölünemeyen en küçük madde” diye öğrettiler 1950’lerde ama 1945’de atom bombası iki defa cana kıymıştı.

Bizim nesil neler gördü, yaşadı ve kullandı.

İmkansız diye bir şey yoktur.

Akıl vardır, plan vardır.

Akıllılar plan yapar, 10-20-50 ve 100 yıllık ve biz değil önümüze, arkamıza bile bakmayız.

Bu bir haber konusu ise, inanın bana dört adım sonrası sanayileşmesini tamamladığı için haber olmuştur.

Son teknoloji olarak yeni bir şeylerin ortaya çıkması beklenmeli.

Yoksa teknolojiyi takip etmiyor musunuz?

www.servetbasol.com