PİETA’YI GÖRMEK - Üretim ve Yaratıcılıkta Döngünün Rolü

APH-1810.JPG

Matematikte yakınsamak, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde “Değişken bir büyüklüğün durağan bir büyüklüğe, hiçbir zaman erişmemek şartıyla gittikçe yaklaşışı” olarak tanımlanır. Belirli bir fonksiyonu uyguladığımızda çıkan sonuç, giderek her uygulanışta belirli bir değere yakınsıyorsa o fonksiyonun limitine, sınır değerine ulaşırız.

Günlük hayatımızda da, yakınsamak önemli bir kavram… Örneğin eğitimde, küçük çocukların eğitiminde aynı şeyi birkaç kez söyler, uyarırsak çocuğumuz giderek daha iyi ve doğru davranır. Çocuğumuzun davranışı bizim uyarı ve onu gözleyiş döngümüz sonucunda iyiye doğruya güzele YAKINSAR.

Döngü (iteration) bilgisayar programlayışta sabit bir işlem dizisinin değişken bir giriş dizisine uygulanışı ve bunun bir sonuç dizisi çıkarışıdır. Örneğin, İETT gişesinde bilet satan memur, kendisine gelen istekleri hep aynı döngü içinde hep aynı grup işlemleri yaparak yerine getirir.

Döngünün çeşitli tipleri var. Hiç bitmeyen döngüye sonsuz döngü denir. Sonsuz döngüye giren bir bilgisayar donup kalır, hiçbir giriş kabul etmez, tıpkı bitkisel hayata giren hastalar gibi…

Günlük dilimizde yaygın olan bir döngü biçimi, kısır döngü…

TDK sözlünde, kısır döngü “Aynı olumsuz sonucu veren, çözüm getirmeyen durumların tekrarlanması, sürdürülmesi” olarak tanımlanır.

Düşününüz, kültürümüz kısır döngünün altını ne kadar çok çizer…

Öte yandan kısır olmayan olumlu döngü için tek bir Türkçe kelimemiz olmaması, Çinli bir kralın “ülke savunmasında en kıymetli şey dildir” deyişini hatırlatır bana. Sanırım, bizim dilimiz kıymetli şeylerin ifade edilmeden uygulandığı, harekata dönüştüğü askeri bir kültürden geliyor…

Döngü maddenin ve yaşamın temelinde olan bir olgu.

Tekrar etmeğe dayanıyor. Var olmak kadar temel.

….

(Devamı Ali R+)

Editöre Not: İmla hatalarını düzeltmeyiniz. Hatalar güzeldir. Onlar da lazim.

 

Yaşantımız döngülerle dolu.

Bilinçli ve bilinçsiz yaptıklarımız ile yaşantımıza devam ediyoruz.

Hiç sorgulamadıklarımız ve hiç sorgulama niyetinde olmadıklarımız da var.

Oku, anla, araştır, düşün, uygula.

Tüm bunları, anadilindeki 9000 sözce ile yapman zordur. (İki ileri, bir geri)

Okuyarak başlamanın ötesinde başka bir çözümü de yoktur cehaletten kurtulmanın. Tez ve karşı tezi birlikte okumanın vereceği hazzı ancak tadan bilir. Bu haz, kişinin kendi inancı ile kendi doğrularını yarattığı andır. Kişinin birey olduğu andır ("râinâ" demeyiniz "unzurnâ" deyiniz”; bizi güt demeyin, bize bak deyin).

Ancak bireyler bir şeyler üretebilirler. Üretilen her eşya (Arapça “şey” sözcesi tekildir, şey’in çoğuluna “eşya” denir) elbet yararlı olacaktır iyi ve düzgün bir kullanımla. Bu da ancak üstün sözce yelpazesi ile olasıdır. Üretilen her eşya, her varılan sonuç, “Oku, anla, araştır, düşün, uygula” sıralaması ile oluşursa kısır döngüden uzak olur. Birikime (kültür=ing;fr-culture=it-cultura=Alm-kultur) katkı olmayınca gelişme olmaz. Gelişmeyen birikim ise bizi geriye götürür.

Kısır döngü ile gelinen nokta çok açıktır.

46 yükseköğretim ve 13 ortaöğretim kurumu havacılığa öğrenci yetiştirmek ile uğraşıyor ama YÖK lisansı SHGM’de geçmiyor. Tıpkı SHGM’nin verdiği lisansın YÖK’de geçmemesi gibi. Yine de her sene yaklaşık 2750 öğrenci bu üniversitelere kayıt yaptırıyor.

Düşünmek için sadece sözce değil, kavram ve kavrayış yelpazesine de gerek vardır. Her bir düşünce yeni ufuklar açar. Sanat, hayal etmeyi tetikler.

-Volter'in evrenin büyük patlama ile oluştuğunu ilk iddia eden olduğunu biliyor muydunuz?

-Gothe'nin spiral nebulaların aslında dönen yıldız kümeleri olduğunu iddia eden ilk insan olduğunu da.!

“Eppur si muove”  Galileo

www.servetbasol.com

180302