Dil ve Dilimiz

APH-2320

Resmi rakamlara göre 12 yıl eğitimden geçen çocukların ders kitapları;

Ingiltere'de 71 bin, Japonya'da 40 bin, Italya'da 32 bin sözcükten oluşmakta.

Bizde ise bu sayı 10 bini bile bulmuyor.

Çocuklarımız da bu sayının ancak %10 ile düşünüp konuşmaya çalışıyorlar.

Bazı dillerin sözlüklerinde ise sözcük hazne dağılımı şöyle;

Japonca 500.000 sözcük, Felemenkçe 430.000 sözcük, Çince 370.000 sözcük, İngilizce şu anda kullanımda olan 171.476 sözcük, Fransızca 100.000 sözcük.

 

Anadili İngilizce olanların:

4 yaşındaki ortalama 5.000, 8 yaşındaki ortalama 10.000, ortalama yetişkin 20.000 ila 35.000 sözcük biliyor.

İngilizcede ortalama bir üniversite veya kolej mezunu, kabaca 20.000 - 23.000 sözcük arasında akıcı konuşmalıdır. Bu onların anadili İngilizce olan kişiler içindir. Test edilen yetişkinler için aralık 20.000 - 35.000 arasındadır. Bununla birlikte, daha yüksek seviyeler yaygın değildir.

 

Fransız Larousse sözlüğüne göre, Fransızca dilinde yaklaşık 130.000 sözcük var. Ortalama yetişkin sözcük dağarcığı 20.000–35.000 sözcüktür ve ortalama aktif sözcük dağarcığı boyutu, yaklaşık 5.000 kök sözcük veya sözcük ailesidir.

 

Her tür dil seviyesi için

Dil Seviyesi

Gerekli temel sözcük sayısı

A1

500

A2

1000

B1

2000

B2

4000

C1

8000

C2

16000

 

5000 sözcük, en sıradan metinlerin yaklaşık %98'ini anlamanıza izin verir. Böyle bir sözcük dağarcığı boyutu, doğru bağlamsal tahminde bulunmayı da garanti eder.

 

Avrupa Birliği Ortak Dil Kriterleri’ne göre

Seviye

İngilizce

Fransızca

Yunanca

A1

< 1500

1160

1486

A2

1500-2500

1650

2237

B1

2750 – 3250

2422

3288

B2

3250 – 3750

2630

3956

C1

3750 – 4500

3212

 

C2

4500 – 5000

3525

 

 

Hangi dil olursa olsun, bilimsel kaynaklar anadil bakımından bellekte bulunan sözcük ailesi sayısını ortalama 20.000 civarında vermektedir. Önemli olan nokta ise, bu sözcük sayısının ne kadarının aktif sözcük hazinesinde bulunduğu ve günlük hayatta ne kadarının kullanıldığıdır. Bir dilde hakimiyet kurabilmek adına, “okuma” için 8.000 – 9.000 ve “dinleme” için ise 6.000 – 7.000 sözcük bilmek gerekmektedir.

Türkçe'de ise, 78 bin ana sözcük olmasına karşın, nüfusun büyük bölümü günlük yaşamında ortalama 400 civarında sözcük kullanıyor. Tüm bu verilere karşın bu dilin şöyle bir de alış-verişi var;

Diğer dillerde kullanılan Türkçe sözcük sayıları yaklaşık olarak şöyle:

Sırpça 9000, Ermenice 4260, Bulgarca 3500, Farsça 3000, Yunanca 3000, Rumence 3000, Arnavutça 3000, Rusça 2500, Macarca 2000, Arapça 2000, Ukraynaca 800, İngilizce 470, Çince 300, Çekçe 248, Urduca 227, Almanca 166 ve İtalyanca 146.

Türkçemize girmiş olan yabancı sözcük adetleri ise şöyle;

Arapça 6467, Fransızca 5253, Farsça 1359, İngilizce 485, Rumca 400, Almanca 98, İtalyanca 89, Latince 78, Yunanca 48, Rusça 44, İspanyolca 33, Slavca 24, Ermenice 24, Soğdca 24, Bulgarca 19, Macarca 9, Japonca 9, İbranice 7, Moğolca 4, Portekizce 3, Norveç 2, Fince 2, Korece 1 ve Arnavutça 1, Toplam 14 bin.

 

Fransızca “Entrepôt”, gelen malların ülkeye giriş yapmak için konduğu odaya, De Po ise “giden oda” anlamında, yani ülke dışına gönderilecek malların saklandığı, konduğu odaya denir. Artık bilinçsizce öylesine kolaycılığa kaçmışız ki, her tür saklama alanına “oda” yerine “depo” demekteyiz. Önüne bir sıfat eklendiğinde daha geniş anlam kazanan bu Öztürk’çe sözcük, aslında yaygın kullanımdadır. Yatak odası, misafir odası, erzak odası, Sanayi odası, Ticaret odası, Esnaf Odası vs… Farsça Ambar, Kiler ve Mahzen, sıfat kullanmadan odanın işlevi ve yeri hakkında bilgi verdiği için daha çok kullanılmakta. Tıpkı Arapça Dolap gibi. Göçebelikten yerleşik düzene geçişimizde yeni sözcükler yaratamadığımız bir durumum sonuçları.

Sanayi ve teknolojiye geçişte de aynı sıkıntıyı yaşamışız. Ulaşımda kullandığımız çoğu araç, kendi yabancı adıyla Türkçemize girmiş ve kabul görmüştür. “Kendinden Hareketli” diyebilmek için o teknolojiyi bilmek, anlamak ve üzerinde uğraşmak gerektiğinden kısaca “otomobil” diyerek kendisini ve parçalarının adını birlikte kabul etmişiz. Bu nedenle raylı sistemde bugün kullandığımız araçların hemen hepsi kendi dilinde söylenmektedir. Katar sözcüğü hariç.!

tavla tavla şehbaz atların bindiler, katar katar [dizi dizi] kızıl develerini yétdiler
(https://www.nisanyansozluk.com/kelime/katar) [Dede Korkut Kitabı, 1400? yılından önce]

Bu sözcük alışverişleri bilgi ve yöntembilim (teknoloji) ile artar, gelişir, üzerine eklenir ve hatta yenilemesi ve gelişimi aynı sözcükle olmasa de yaratılan sözcüklerle gelişime kapı açar. Buhar makinasının, tarihte bilinen ilk örneği İskenderiyeli Heron (MS 10-70) tarafından yapılanıdır. Döneminde çok fazla işe yaramamış olması, buhar makinesinin gelişmesini ve evrimini engellememiştir. Şimdilerde İngilizce Steam Turbine of Hero diyerek tanımlansa da Aerolipie diye bilinirdi.

Dilimizin önemi, okumak ve düşünce üretmek açısından çok ama çok önemlidir. Bilgi bize kuru kuruya yararlı olmaz. Bu bilgiyi önce yerinde, sonra doğru kullanarak en sonunda da üzerine ekleyerek ilerleme şansımız olabilir ancak. Ne kadar yaratıcı bir ırk olduğumuzu herkes bilir. Bu yaratıcılığın sınırı ise, elimizdekini anlamamız ve üzerine koymamız ile olasıdır. 400 sözcük günlük kullanım ile 23-25.000 sözcük ile okulda okumuş, yöntembilim üzerine yabancı dilde yazılar yazmış birini anlama olasılığı çok düşüktür.

“Sevdiğiniz bir kitabın sayfalarını yıllar sonra yeniden çevirdiğinizde sadece o kitabı okuduğunuz dönemi hatırlamazsınız, belirli bir anı kendi gözlerinizle yeniden yaşarsınız. Kitap kokusu, kitap sadece başka bir zamandan ve yerden geldiği için değil, içinde sizden bir şeyler barındırdığı için de sevilir. Çünkü okuma sadece faydalı bir uğraş ya da güzel vakit geçirme yöntemi değil, kişiye özgü yaratıcı psikolojik bir faaliyettir. Edebiyatın dili sessizliğin dilidir ve kişi okurken yalnızlığın sinesindedir;”

"yazarın bilgeliğinin bittiği yerde okurun bilgeliği başlar."

Marcel Proust'tan ‘Kayıp Zaman’ı müjdeleyen, kısa ve derin solukla okunacak bir metin.

Böylece okumanın sadece bilgiye eriş için değil, ruhunuzdaki fırtınaları anlamak ve kontrol ederek geliştirme fırsatını yaratmak için de yararı vardır. Kişiliğinizin oluşması, çevreye bakış açınız, anlama yeteneği ve görebilme sezgisi arttıkça gelişecek ve anladıkça soracak, araştıracak, yenileme, geliştirme yanı sıra üzerine koyarak yepyeni buluşlara imza atabileceksiniz. Hayal edebilmek için çok okumak gerekir. Yine de sizler hayal edin, sorun, soruşturun ama mutlaka Türkçenizi geliştirecek kitaplar okuyun.

Kitaplar uygarlığa yol gösteren ışıklardır.

Her kitap bir hazinedir.

www.servetbasol.com

230515