PISA versus MEB
MEB, Uluslararası değerlendirmeleri beğenmeyip kendisi bir araştırma yaptı.
Elde ettiği sonuçlarda, 8. Sınıf öğrencilerinin %60’ının, Türkçe Atatsözleri ve Deyimleri anlamadıkları ve ne anlama geldiklerini bilmedikleri ortaya çıktı.
|
Kendilerine verilen bir metin içerisindeki gömülü bilgiyi, Türkçe bir metni sadece Binde İki kişi bulabiliyor. Bu Türkçe dahi öğretemediğimiz anlamına geliyor. |
|
100 çocuktan 26’sı, kendisine verilen bir yazıda ne anlatılıyor,
anlamıyor. |
|
Yaşamlarında bilmedikleri bir şeyle karşılaşanların sadece Binde Biri, bu karşılaştıklarını önceden öğrendikleri bilim ile açıklayabiliyor. Bu feci bir durum. Bu çocuklar size cep telefonu üretemezler, teknoloji üretemezler. |
|
Olaylar arasında neden-sonuç ilişkisini Yüz çocuktan Altmışaltısı kuramıyor. Bu, içinde bulunduğu durumu anlamamayı, anlamayınca sorgulamamayı getiriyor. |
ODTÜ,
Dünyanın En İyi Üniversiteleri arasında 85. sırada idi, şimdi 85. sıradan 801’e
düştü.
Boğaziçi
Dünyanın En İyi Üniversiteleri arasında 139. idi, şimdi 601. sıraya gerilemiş.
İTÜ,
Dünyanın En İyi Üniversiteleri arasında165. idi, şimdi 801-1000 bandına
gerilemiş.
Ekonomiyi
düzeltirsiniz, aklı başında insanlara verin, bilemediniz 2 ya da 3 senede
Türkiye uçuşa geçer. Siyaseti değiştirirsiniz, Anayasa’yı değiştirirsiniz,
Hukuk’u ele alırsınız, Parlamenter sistemi ele alırsınız ve düzeltirsiniz.
Ammaa; Eğitimi düzeltemezsiniz.
Üniversiteyi
bitiren birini “ya çok kötü idi senin lise eğitimin, haydi yeniden liseye”,
liseyi bitirmiş birini de “senin ilk okul eğitim çok kötüydü” diyerek yeniden
ilk okula başlatamazsınız.
İşte
bundan dolayı nesilleri kaybediyoruz. Biz nesilleri kaybediyoruz.!
Onu
yeniden düzenlemek çok ama çok zor. Yaşam boyu eğitim ile bile çok zor.
O
nedenle, ekonomiye benzemez, Hukuk’a benzemez, Siyasal Sisteme benzemez eğitim.
Eğitim
ölümcül bir noktada ve bunun Türkiye’ye çok uzun vadeli etkileri olacak.”
Havacılık
sahasında nitelikli insan yetiştirmenin üniversite mezunu olmaktan geçmediği,
planlı ve yasa ile korunan bir meslek haline gelmedikçe bunu başarmanın mümkün
olamayacağını defalarca yazdım. İstanbul’da bulunan birçok üniversitede, Ulaştırma
Hizmetleri Bölümü Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği bölümünde meteoroloji
üzerine hiçbir altyapıdan vazgeçtim, bilgisi dahi olmadan ders veren öğretim
görevlileri mevcut. Sadece “ben yaptım, oldu” mantığı ile, “Cahil insanın
ferasetine” güvendiği için YÖK’e atananların oluşturduğu bu cehalet ile
sanayileşme, inovasyon ve teknolojide gelişim elbet hayaldir.
Çocuklarımıza
daha hayal etmeyi dahi çok görmekte iken.
Kalkınma
ve gelişim mi istiyorsunuz, M.K.Atatürk’ün
yaptıklarına ve dediklerine bakın.
Bizde
gerçekleşmemiş olsa bile en çarpıcı örnek Tayvan örneğidir.
“1970’lerde
ucuz işçilik ile üretilen tarım ve oyuncak ile kalkınamayacağını gören Tayvan,
1980’lerde ağır sanayi hamlesi ile kalkınmaya karar vermiş, tüm yatırımlarını
buna göre düzenlemişti. Eğitimini Meslek Okulları ve devamı olan Yüksek Okul
üzerine kurmuş, yarı iletken üzerine yoğunlaşmış (ara sanayi), ARGE
yatırımlarını planlamış ve ülke olarak “Asya Kaplanları” arasına girmeyi
başarmıştı. 2011’de Dünyanın üçüncü En İyi Yatırımcısı seçilen Tayvan, son 20
yıldır IT teknolojisi üzerine çalışmakta, bu sektörde de dünya pazarında en
büyük beşinci üreticidir. (1525 - Tayyip ve Taiwan)”
Eğitim
ile desteklemez iseniz, üretemezsiniz. Eğitimi ARGE ile beslemez iseniz,
üretiminizi değerlendiremezsiniz. Eğitimi planlamaz iseniz, ürününüzü
pazarlayamazsınız.
“Kibir” başlıklı yazım için yapılan
yorumlar, plansızlığın sonucu su üzerine çıkan “eğitilmiş eğitimsizliğin” artık
saklanamayacak boyutlara geldiğini işaret etmekte.
Sorunlar
günlük değil, gelecek nesiller için çözümlenmeli, günlük kısır politikalar
yerine Yeni Nesil Havacılık Profesyonelleri (NGAP) üzerine yoğunlaşmalıdır.
Yeterli
bir alt yapı olmadan başarmayı hayal bile edemeyiz.
Bu
kadar zeki ve pratik zekaya sahip bir millet için kolay bir hamle olacaktır.
“Yaratıcı
zekanın iki kaynağı vardır: genetik ve eğitim.
Genetik
faktörler şimdilik kontrolümüz dışındadır ama eğitim faktörü tamamen bizim
elimizde olan bir faktördür. Üniversite bir lise gibi ders görülen ve bilgi
aktarılan bir yer değil, araştırma yapmak için bilgi üretilen bir yerdir. Bilgi
üretilmeyen bir yerde üniversiteden bahsedilemez.”
Celal ŞENGÖR
A.
Lincoln’un bir arkadaşına çocuğunu nasıl yetiştirmesi
üzerine tavsiyeleri;
“Zaman
alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona,
Kazanılan
bir liranın, bulunan beş liradan daha değerli olduğunu öğret.
Kaybetmeyi
öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı. Kıskançlıktan
uzaklara yönelt onu.
Eğer
yapabilirsen sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.
Bırak
erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını.
Eğer
yapabilirsen, ona kitapların mucizelerini öğret fakat ona sessiz zamanlar da
tanı.
Gökyüzündeki
kuşların, güneşin altındaki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi
gizemini düşünebileceği.
Okulda
hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona.
Ona
kendi fikirlerine inanmasını öğret. Herkes ona yanlış olduğunu söylediğin de
dahi.
Tüm
insanları dinlemesini öğret ona, fakat tüm söylediklerini gerçeğin eleğinde
geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret.”
Abraham Lincoln
Dindar
ve Kindar bir nesil yetiştirsen bile ona teknolojiyi, inovasyonu ve buluşları
yapabilecek seviyede bilim öğret ki kutsal ile uyumlu bir nesil yetişsin.!
"Beşikten
mezara kadar ilim öğreniniz.",
"Hiç
bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" ve en sonuncusu ve hatta en can alıcı
olanı ise
Yunus
100 ayetidir;
“Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.”
240909