AHLAK ve AKIL
"Yaşadığımdan
daha az yaşayacağımı biliyorum.
Kendimi bir kutu
çikolata almış bir çocuk gibi hissediyorum. Yemenin tadını çıkar ve fazla
kalmadığını görünce özel bir lezzetle yemeye başlar.
Bitmek bilmeyen kamu
hukuku konferansları için vaktim yok, hiçbir şey değişmeyecek.
Ve yaşlarına
göre davranmayan aptallarla tartışmak istemiyorum.
Ve gri ile dövüşecek
zaman yok.
Egoların şiştiği
toplantılara katılmıyorum ve manipülatörlere tahammül edemiyorum.
İşlerini, yeteneklerini ve
başarılarını
elinden almaya en yetenekli kişilere iftira atmaya çalışan
kıskanç insanlardan rahatsızım.
Başlıkları
tartışmak
için çok az zamanım var:
Ruhumun acelesi var.
Kutuda çok az şeker
kaldı.
İnsan insanlarla
ilgileniyorum. Hatalarına gülen insanlar başarılı
olanlar, mesleğini anlayanlar ve sorumluluktan kaçmayanlardır. İnsan
onurunu savunan ve doğrunun, adaletin, adaletin, adaletin tarafında olmak
isteyen.
Hayat bunun için var.
Etrafımda başkalarının
kalbine dokunmayı bilen insanlarla olmak istiyorum.
Kaderin darbeleri
aracılığıyla ayağa kalkmayı ve ruhun yumuşaklığını
korumayı bilen kişi.
Evet acelem var sadece
olgunluğun verebileceği yoğunlukta
yaşamak
için acelem var
Kalan tüm tatlıları
yiyeceğim, daha önce yediklerimden daha lezzetli olacaklar.
Hedefim kendimle,
sevdiklerimle ve vicdanımla uyum içinde sona ulaşmak.
İki hayatım olduğunu
sanıyordum ama sadece bir tane çıktı ve onu onurlu bir şekilde
yaşamak
lazım."
Anthony Hopkins:
Aristoteles (384-322
BC) Konfüçyüs tarafından etkilenmiş olmalı ki demokraside nüfusun
zenginleşmesini öngörüyor: oy birliğiyle aşırı servet farklıkları gidermeleri
kaçınılmaz. Bunun farkına varan James Madison (1751-1836) Amerikan anayasasını
varlıklıların mülkiyetini yoksul çoğunluğun el koymasından koruyacak şekilde
düzenledi: herkesi zenginleştirmek yerine demokrasiyi zayıflattı.
Halkı
zenginleştirmeyi amaçlayan 1924 Teşkilat-i Esasiye Kanunu yerine uluslararası
yatırımcıların servetini emniyete alan 1961 ve 1982 Anayasalarına geçildi.
Nüfusun zenginleşmek yerine yoksullaşması, "sözde demokrasi"nin işlemediğinin ispati.
Engin Bicer
“Enflasyon devletleri yıkan bir olaydır. Milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz. Hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumun içini bozan bir olaydır. Onun için batılılar, enflasyona bir numaralı halk düşmanı derler.”
Süleyman Demirel - Cumhurbaşkanı
Düşünceyi kalple
çarptım.
Sevgi çıktı
Sevgiyi emekle
topladım
Vefa çıktı.
Ekmeği vicdana
böldüm
Adelet çıktı.
Sevgiyi, Emeği, Vicdanı,
Vefayı, Adaleti Topladım.
İnsan çıktı..!
Yaşar Kemal
Bir akıl hastanesini
ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
“Bir insanın akıl
hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?”
Doktor, “Bir küveti
su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan ve
bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz.
Siz ne yapardınız?” der.
Adam, “Ooo! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü
kova, kaşık ve fincandan büyük.”
“Hayır,” der doktor,
“normal bir insan küvetin tıpasını çeker.”
Ders: Akıl, bize sunulanlar dışında bir çözüm bulmaktır.
Bir gün Don Kişot
yaveri Sancho Panza ile
giderken Sancho Panza der
ki:
-Bana bir valilik vereceksin değil mi efendim.
-Sana valilik verdiğimde adaleti nasıl sağlayacaksın?
Sancho Panza düşünür, cevap veremez...
Don Kişot der ki;
- Adaleti sağlarken zenginlerin sözlerine değil, yoksulların gözlerine
bakmalısın!
Üç devle
savaşıyoruz sevgili Sancho;
Adaletsizlik,
korku ve cehalet ile...
Sahi, çocuk kitabı demiş olsalar bile, bugün ki aklınızla bu kitabı yeniden okumuş muydunuz?
250421