Sinestezi
1905 yılında Rus gazeteci Solomon Shereshevsky, kendisine o gün hangi görevlerin verileceğini öğrenmek için yazı işleri müdürüyle yaptığı günlük toplantıya geldi. Oturdu ve hatırlaması gereken birçok zaman, isim, adres olmasına rağmen not almadan söylenenleri sakince dinledi.
Bu ilk kez olmuyordu, ancak bu olayda amiri açıkça görmek istedi: konuşmanın ayrıntıları hakkında onu sorguladı, çünkü notların yardımı olmadan her küçük ayrıntıyı hatırlamanın imkansız olduğuna inanıyordu.
Solomon görüşmenin her ayrıntısını ezberlediğini kanıtladı, öyle ki olağanüstü hafıza yeteneğini test etmek için Moskova Üniversitesi'ne gönderildi.
Burada, sonraki 30 yıl boyunca kendisini takip edecek olan profesör Alexander Romanovich Lurija ile tanıştı ve onun olağanüstü hafızasını anlamaya çalıştı.
Shereshevsky, karmaşık matematik formüllerini, yabancı dillerde bile uzun şiirleri, büyük sayı listelerini veya harfleri ters sırayla hatırlayabildiğini gösterdi. Sadece bu da değil, Luria'nın kendisine hediye ettiği gün giydiği kıyafetleri de tarif edebiliyordu. Daha beşikteyken meydana gelen olaylar da dahil olmak üzere erken çocukluk dönemindeki olaylara kadar geriye gidebiliyordu ve en şaşırtıcı yönü de bu muazzam miktardaki verinin zaman içinde kaybolmayıp uzun süreli hafızada sabitlenmiş olmasıydı.
Solomon'un hafızası sınırsız gibi göründüğü için niceliksel bir analiz yapmak imkansızdı, bu nedenle çalışmalar tamamen niteliksel yönlere yönlendirildi.
Gazetecinin hatırlama yeteneğinin, Yunanca "sin" = birlikte ve "aestesis" = algılamak, yani birden fazla duyunun etkileşimi ve kendiliğinden örtüşmesinden oluşan algısal bir süreç olan "sinestezi" adı verilen bir fenomene dayandığı keşfedildi. Sinestezisi olan kişilerde, işitme gibi bir duyunun deneyimi, görme gibi başka bir duyuyu uyarabilir ve böylece bir rengi bir sesle ilişkilendirebilir.
Ancak bu durumun da tatsız olduğu ortaya çıktı: Solomom artık dondurma yiyemediğini, çünkü dondurmayı dondurmacının sesiyle ilişkilendirdiğini ve bunun da ona kömürün tadını hatırlattığını açıkladı.
Günlük yaşamda bu özellik onu yavaşlattı, çünkü büyük bir hafızayı ve dolayısıyla daha fazla veriyi işlemek, kafasının daha fazla karışmasına neden oldu. Bu yüzden muhabirlik işini bırakıp bir şovmen olmaya karar verdi. "Hafıza Adam" adıyla podyumlarda dolaştı ve 1958'deki ölümüne kadar taksi şoförü olarak çalıştı.
İster fiziksel (akut işitme veya ışığa duyarlılık gibi) ister duygusal (derin empati gibi) olsun, yüksek duyulara sahip olmak gerçekten de sosyal etkileşimleri daha zor hale getirebilir. Bu durum, özellikle duyusal ve duygusal girdileri diğerlerine göre daha derinlemesine işleyen Yüksek Hassasiyetli Kişiler (Highly Sensitive Persons = HSP'ler) olarak tanımlanan bireyler için geçerlidir. Bu özellik yaratıcılığı ve empatiyi geliştirebilirken, aynı zamanda aşırı uyarılma ve sosyal dışlanmaya karşı savunmasızlığı da artırır.
- HSP'ler genellikle parlak
ışıklar, yüksek sesler veya güçlü kokular içeren ortamlarda rahatsızlık
hissederler. Bu tür aşırı uyarılma anksiyeteye, sinirliliğe veya sosyal
ortamlardan çekilme ihtiyacına yol açabilir, bu da başkaları tarafından
soğukluk veya ilgisizlik olarak yanlış yorumlanabilir.
- HSP'lerin derin duygusal işleme
özelliği, durumlara daha yoğun tepki verebilecekleri ve sosyal bağlamlarda
yanlış anlamalara yol açabilecekleri anlamına gelir. Yüksek empatileri onları
duygusal tükenmeye karşı daha duyarlı hale getirebilir.
- Araştırmalar, HSP'lerin sosyal
dışlanma duygularına ve buna bağlı duygusal acıya daha duyarlı olduklarını
göstermektedir. Bu yüksek hassasiyet, onları ince sosyal ipuçlarının daha fazla
farkına varmalarını sağlayarak, istenmeyen veya yanlış anlaşılma duygularının
artmasına neden olabilir.
Yüksek Hassasiyetli
Bir Kişi Olarak Sosyal Zorlukların Üstesinden Gelmek için;
- Öz Farkındalık ve Kabullenme: Kişinin
hassasiyetini bir kusurdan ziyade bir özellik olarak kabul etmesi çok
önemlidir. Kişisel tetikleyicileri ve tepkileri anlamak, tepkilerin
yönetilmesine ve sınırların belirlenmesine yardımcı olabilir.
- Destekleyici Ortamlar Yaratmak: Etrafınızı anlayışlı
bireylerle ve duyusal hassasiyetlere uygun ortamlarla çevrelemek stresi
azaltabilir. Bu, daha sessiz mekanlar seçmeyi veya daha küçük grup
etkileşimlerine girmeyi içerebilir.
- Başa Çıkma Stratejileri Geliştirme: Farkındalık,
derin nefes egzersizleri ve planlanmış dinlenme süreleri gibi teknikler aşırı
uyarılmayı yönetmeye yardımcı olabilir. Profesyonel rehberlik aramak veya
destek gruplarına katılmak da değerli araçlar ve topluluk desteği sağlayabilir.
Özünde, artan duyarlılık sosyal zorluklar yaratabilirken, bu özelliği anlamak ve benimsemek daha zengin, daha empatik etkileşimlere ve kişisel gelişime yol açabilir.
Ülkemizde yüksek hassasiyetli bireyler (Highly Sensitive Persons - HSP) için doğrudan hedeflenmiş resmi bir eğitim programı bulunmamakla birlikte, bu bireylerin ihtiyaçlarına uygun çeşitli eğitim ve destek seçenekleri mevcuttur. Bu programlar, duygusal farkındalık, stres yönetimi ve kişisel gelişim gibi alanlarda destek sağlamaktadır.
Online Eğitim ve Kişisel Gelişim Programları
- Boğaziçi Enstitüsü: Kişisel gelişim, psikoloji ve
farkındalık konularında çeşitli online eğitimler sunmaktadır. Bu eğitimler,
yüksek hassasiyetli bireylerin duygusal farkındalıklarını artırmalarına ve
stresle başa çıkmalarına yardımcı olabilir.
- Laba Eğitim Platformu: Profesyonel
gelişim ve kişisel becerilerin artırılmasına yönelik interaktif online kurslar
sunmaktadır. Bu platform, yüksek hassasiyetli bireylerin iş yaşamında daha
etkili olmalarına destek olabilir.
Psikolojik Destek ve Terapi Eğitimleri
- Türk Psikologlar Derneği: Bilişsel ve Davranışçı Terapi
gibi çeşitli psikoterapi eğitimleri sunmaktadır. Bu tür terapiler, yüksek
hassasiyetli bireylerin duygusal düzenleme becerilerini geliştirmelerine
yardımcı olabilir. Türk Psikologlar Derneği
- İstanbul Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi: Uygulamalı
Davranış Analizi gibi programlar sunmaktadır. Bu tür eğitimler, yüksek
hassasiyetli bireylerin davranışsal farkındalıklarını artırmalarına katkı
sağlayabilir. İstanbul Üni. Uzaktan Eğitim Sertifika
Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Hizmetleri
Milli Eğitim
Bakanlığı'na bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, özel gereksinimli
bireyler için çeşitli destek hizmetleri sunmaktadır. Bu merkezlerde, bireysel
ihtiyaçlara göre uyarlanmış eğitim programları bulunmaktadır. T.C. Millî Eğitim Bakanlığı
Farkındalık ve Duygusal Dayanıklılık Atölyeleri
Yüksek hassasiyetli
bireyler için farkındalık (mindfulness), nefes
çalışmaları ve duygusal dayanıklılık atölyeleri faydalı olabilir. Bu tür
programlar, stresle başa çıkma ve duygusal dengeyi sağlama konularında destek
sunmaktadır.
HSP'lerin ülkeler tarafından resmi olarak kullanımı sınırlı olsa da onların benzersiz yeteneklerinin tanınması ve çeşitli sektörlere entegre edilmesine yönelik artan bir çaba görülmektedir. Destekleyici işyeri uygulamaları, topluluk ağları ve kültürel uyarlamalar yoluyla toplumlar, Yüksek Hassasiyetli Kişilerin güçlü yönlerini daha iyi kullanabilirler.
Yine de Selçuk R. Şirin hocamızı iyi anlamak, özümsemek ve ülke yararına yaptığı araştırmalar sonucu elde ettiği sonuçları kabullenip, ülkemize yararlı nesiller yetiştirmek zorundayız. Lütfen araştırmasını göz ardı etmeyin;
“15 yaşındaki çocukların itiraz etme becerisi.!
Türkiye'de bu oran %2.2. Güney
Kore'de bu oran %28. OECD ortalaması %11.
Şimdi bakın, normal koşullarda, çocuklar doğduğu zaman
%5'i “üstün nitelikli” doğarlar.
Hiç bir şey yapmanıza gerek yok.
Biz o yüzde 5'i alıyoruz, 10 yıl eğitiyoruz ve %2.2'ye kadar düşürüyoruz.
Bizim en büyük sıkıntımız bu.
İtiraz etmeyi bilmiyoruz.”